Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Riyad’daki İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Donanması Harikulâde Ortak Doruğu’na katıldı. Suriye Devlet Lideri Beşar Esad’ın da Tepe’ye katılmasından ilkin aile fotoğrafında Erdoğan, seneler sonrasında ilk sefer Esad ile bireysel karede yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’daki İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Donanması’nin mükemmel ortak doruğuna katıldı. Suriye Devlet Lideri Beşar Esad da doruga katıldı. Erdoğan, Esad’ın da içerisinde bulunmuş olduğu hükümet ve devlet yönetiminin aile fotoğrafında, Esad ise seneler sonrasında ilk defa bireysel olarak resim çektirdi.
Erdoğan, doruğa katılan Mısır Devlet Lideri Abdulfettah el-Sisi ile de tokalaştı. Tepe hemen sonra Erdoğan ile Sisi de bir ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı Irtibat Başkanlığından meydana getirilen tanıtım, görüşmelerde, İsrail’in Gazze’ye yönelik duyuruları gün geçtikçe artan taarruzları ile alakalı son gelişmeler ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşmesini Sputnik’e pahalandıran Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nden Oytun Orhan, şunları söylemiş oldu:
“Türkiye ile Mısır ve Suriye ortasındaki bir diyalog dönemi başlatılmış durumda. Bölgede bir olağanlaşma dönemi var. Bu modül olarak bölgede idame eden bir müzakereler, görüşmeler, kurumlar ortasından toplantılar rutin olarak devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, önceki Katar’da Dünya Kupası’nın daha ilk seferi esnasında ortaya çıkan bir aradaydı. İki tavsiyenin resmi bir ziyaret kapsamında bir ortaya çıkması kelam mevzusu. Suriye ile de emsal bir formda dışişleri bakanları içinde yükselen bir diyalog dönemi var. İki başkanın de görüşmesi planlanmıştı. Bunu Gazze’den, İslam İşbirliği toplantısında bağımsız olarak görmek gerekiyor. Aniden ortaya çıkan oldukca sürpriz bir konum olarak görmemek gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan G-20 ilişkileri yine Sisi ile bir resim anlaşması. Bundan sonrasında Mısır ile olağanlaşmayı, bölgedeki problemlere oldukca pozitif yönde yansıyacağını tabir etmişti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Kahire’ye gittikten sonrasında Gazze problemi yine ortaya çıktı. Muhatabı ile bir müzakere yapmış oldu. Arkasından Kahire’de düzenlenen doruğa katıldı. Türkiye özellikle Mısır’a bölge sorunlarının tahlili hikayesinde, Libya, Suriye, artık de Gazze hikayesinde büyük değer veriyor. Bu iki ülkenin işbirliğinin büyük fırsatlar sunacağını düşünüyor. İslam İşbirliği doruğunda iki tavsiyenin tekrar resim çıkışı sürpriz değil. Bundan sonrasında öteki gelişmeler ayrıca Filistin hikayesinde da iki ülkede daha ahenkli hareket edebilmelerin bir göstergesidir. Gazze’de fakirlik Türkiye Mısır’ın normalleşmesine katkı sağlayacak bir alan olarak görülmez”
‘Suriye ile sorunlar daha derin’
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esad’ın örneklerinde karede yer almayı da pahalandıran Orhan “Suriye probleminde ise Beşar Esad ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bireysel dorukta yer alması değişik bir konum. Burada ikili bir müzakere gerçekleşmedi. Lakin doğal olarak Filistin sorununda İsrail’in iki ülke yüz yüze. İki ülkede İsrail’in katliamlarının karşısında içeriyor. İkili bir müzakere ve resim kelam mevzusu değil. Türkiye-Suriye’nin olağanlaşması son aylarda birazcık sekteye uğramış durumda. Kusur Cumhurbaşkanlarının örgütlenmesi şu anda katiyetle gündemde değil. Gazze problemi Türkiye-Suriye’nin olağanlaşmasına de oldukca düşük düzeyde de olsa katkı sunabilir. Şundan dolayı politikler oldukca daha derin” yapılar kullandı.
‘Türkiye yöresel işbirliğini geliştirmeyi hedefliyoruz’
Türkiye’nin Ortadoğu’ya ilişik yeni bir okuma icra eden Oytun Orhan “Bölgede Amerika’nin sistem inşa etme, istikrarı muhafaza ve yöresel hegemon güç olma konumu artık kalmadı. Dünyada da oldukca kutuplu bir dünya sistemi gidiş var. Türkiye bu okuma bölgesinde dış aktörlerin çıkarlarına ahenkli halde hareket etmekten oldukca, bölge ülkelerinin ortasında işbirliğini öne alan bir yaklaşım var. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bununla beraber Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarında bunu oldukca net görebiliyorsunuz. Gazze probleminde İsrail’e kadar Batı’ya yönelik bir eleştiri var. Bunun yanı sıra bölge ülkelerine ortaklık daveti görünüyor. Garantörlük problemi burada bir şişe bir çözümleme teklifiydi. Hasebiyle Türkiye problemlerine, çözüm bulma, ülkelerin kendi sorunlarının çözümlenmesinin sürdürülmesini öneriyor. Bu doğal olarak ki Türkiye’nin bölge ülkeleri ile bundan sonrasında daha da gelişeceğinin bir göstergesidir. Şundan dolayı Arap Baharı sürecinde Batı’nın negatif gidişatı ile yöresel bir demokratikleşmeden fazla, kanlı iç savaşlara ve darbelere evrildi. Arap Baharı dönemi hemen sonra bir stratejinin geliştirilmesi sağlandı. Bölgede birçok ülke ile idame eden olağanlaşma girişimi de bu genel yaklaşımın bir parçası” dedi.
News
