Metin Külünk’ten çağrı: Hepimiz Netanyahu hakkındaki suç duyurusunda bulunun

“Bizler Türkiye Cumhuriyeti devletimize, Hakkaniyet Bakanlığımıza bu hata duyurumuzu yaptık, Hakkaniyet Bakanlığımızın kapsamı ki küresel hukuk ve reel tabanda inceleyerek bu başvurumuzun Internasyonal Ceza Mahkemesi’ne bu hata duyurumuzun ulaştırılmasına vesile olacak. Ben Sputnik Rusya’da avukatlara sesleniyor, Sputnik’te sesleniyor, Bu coğrafyadaki bütün Sputnik dinleyenlere sesleniyorum. Bir avukatla konuşarak bizim Türkiye’deki performansımız adliyelerdeki savcılıklara giderek hata duyurusunu yapabilir. Bu cürüm duyuruları teslim alınır ve Ankara’ya gönderilir. Ankara da tüm bu duyuruları hukuka müsait bir formda küresel hukuka bakarak Internasyonal Ceza Mahkemesi’ne bu hata duyurularının gönerileceğine. Dünyada 1 milyar hata duyurusu olsa düşünebiliyorsunuz. Buna iyi mi dayanacaklar?”

“Yüz yüze kaldığımız tablonun ismi soykırımdır. Son yüz senedir dünya çapındaki akılcılığı öğreten kalkan batı medeniyeti, Atlantik ötesinin kökeninde rasyonalist bulunduğunu yayınlayan Batı medeniyeti bugün aklın izin verenen, gerçeklikleri yok sayan ve direkt bir kehanetçiliğin, akıl ötesi bir hayalin takipe devam durumu. Bir ülkelerde İsrail’in Hitleri Netanyahu’nun daha oldukça katletmesi için önünü açarken ve ona haiz çıkarken Batı medeniyeti bu katliamlara haiz Batı uygarlığının kesim temellerini duyuru etmiş olduğu Atlantik ötesi son zamanların sonunu duyuru ediyor. Bir karanlık son zamanların kapandığını, yeni açılma çağının kapılarının sonuna kadar açıldığını ortaya koyuyorlar. Bu soykırımcı modelinin ürettiği son 100 senelik küresel sistemin artık sonunu getirdi.”

“İslam ülkelerinin kendi ülkelerinin askeri, ekonomik, kültürel güçleri birliğini inşa etmiş olsaydı, bugün ABD İsrail’i bu kadar şımartabilir, katliamlarının önünü çalıştırabilirdi ne de Netanyahu’da bu biçimde hareket edebilirdi. Kıpırday safra şekilleri. Bu süreçten çıkaracağımız en kıymetli sonuçlardan birisi tek başına ABD’nın jandarmalığında dayatılmak istenen dünya genelinde karşı Asya’nın yükselişi temelinde kendi özeleştirilerimizi yaparak ortamızda hiç çatışmadan, hatta kültürel, ekonomik, askeri, savunmamızı sürdürecek bir sistem kapısını sonuna kadar açmalıyız. Böylece küçültülmüş bir İsrail çoğaldı.”

“Netanyahu’nun ajandasında Gazze desteklerini büsbütün kontrol sertifikalandırdıktan sonrasında oradaki Müslümanların Sina bölgelerine sürgüne gitmesi yahut değişik ülkelerine sunma amacını Tanrı’ın göstermesinin ulaşmasından sonraki ikinci amaçlarda Mescid-i Aksa’nın yıkılması. Üçüncü gaye de Türkiye’nin de içerisinde bulunmuş olduğu İzmir’den başlayarak, Konya’yı da içerisine alan bir sınır amacı. Bunu saklamıyorlar aslına bakarsanız. Bu aklın Stratejik maksatlarından birisi aslına bakarsak Türkiye’nin bölünüp parçalanması. ABD’nın yalnızca Şark Akdeniz’deki değil, Yunanistan’daki, Suriye’deki, Irak’taki üsleri Türkiye’yi üç bir ülkeden kuşatma odaklı. ABD Türkiye’yi bir karara itmek istiyor. Yükselen Asya karşı çıkıyor ve Türkiye’yi kendi yanında tutmak istiyor. Orada tutmak isterken Türkiye’ye karşı Suriye’yi, PKKyı, FETÖ’yü bir şantaj aracı olarak kullanıyor.”

“Bütün etkililiğin NATO’nun kaybının Türkiye’nin lehinde yaşandığına işaret ediyor. Cumhurbaşkanımızın da bu manadaki halinin ‘parlamento yeterliliğini uygulamasını’ yorumunun asıllı o manadaki cümlelerinin kıymetli bulunduğunu düşünüyorum. Bu sebeple hepimiz şu anda NATO ile aslına bakarsak hem içerideyiz bununla birlikte karşı karşıyayız. Aslına bakarsak NATO diye bir şey yok, ABD var. Suriye’de, İsrail siyasetlerinde, Yunanistan stratejilerinde, FETÖ üstünden, Ukrayna-Rusya cenginde da karşı karşıyayız. ABD’nın bağlaşık ruhuna müsait hiç bir tutumu yoktur. Hiçbir tatbik yok. Tam spektrum ABD Türkiye’yi teslim etmek için NATO dahilinde tüm güçlerin ihtiva ettiği uzantılar ile beraber harekete geçirilmiş durumda.”

“Türkiye Büyük Ulus Meclisi’nin İsveç ile alakalı kararının bu manada milletin amme vicdanının dinlenerek yine başlamasını düşünüyorum. Parlamentonun önümüzdeki süreçte ‘NATO’nun yetkisinin Türkiye Cumhuriyeti devleti için hangi faydaları, hangi riskleri olacak?’ Sıhhatli tabanda kıymetlendirerek amme vicdanını teşvik etmeyecek bir kararın parlamentoda dostlarının reyleriyle çıkacağını düşünüyorum. Çıkması parçalardaki parçalar.“