Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal’in vasiyeti olan yaygıni çağdaş medeniyetin üstüne çıkarma çabasını, Milli Uğraş ruhuyla sürdürüyoruz.” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişmesi, gelişmesi, büyümesi için gayret masraf çabasını şükranla anan Erdoğan, şöyleki devam etti:
“Gazi Mustafa Kemal’in vasiyeti olan çağdaş uygarlığı üstüne çıkarma çabasını, Milli Çaba ruhuyla sürdürmekuz. Cumhuriyet’imizin yeni asrına Türkiye Yüzyılı işte bu anlayışla verildi. 100 senelik her bir bölümüyle değişik ayrı değerlendirmesini eksisi ve artısıyla tartılarak bir karara bağlanması Hepimiz, Cumhuriyet’ Bizim birinci asrımızın son 21 senelik çalışmalarımızın hesabını milletimize vermekle üyesiyiz.Devamlı gururla laf ettiğimiz suretiyle bu 21 senelik asırlara karşılık demokrasi ve kalkınma atılımını hayata geçirmemize.Lisanlarından Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i düşmeyenlerin bir asırda Bugüne dek neler kazandırdıkları, neler kaybettirdikleri milletimizin hafızasında Türkiye, dün ‘Gardırop Atatürkçüleri’, bugün de ‘Toplumsal medya Atatürkçüleri’ olarak sözlümüz kesitten oldukça izlenditir.Kavramların, yaşadıkları ve özelliklerin istismarı haricinde hiç bir icraatları olmayan bu mirasyediler, dün olduğu bugün bugün de Esenlik-sola savruluyor. sıfatları terör örgütlerinden emperyalistlere, kendi ülkelerine hasım kim var ise, her insanın dümen suyuna girmenin emarelerini meydana getirecek kadar denetimi yitirmiş durumdalar. Kökü olmayan ağacın ayakta kalamayacağı, bir yerden kopmuş yaprağın rüzgarın önünde sürükleneceği yerde, bunların da uzun ömürlülüğünü sürdürmesi olası değil.”
‘Tüm gözünün önünde bir insanlığın kabahati meclisi’
Cenup Asya’da deprem felaketi yaşayan Afganistan halkına yardım treni, Gazze halkına Mısır üstünden sivil yardım gemisi gönderme kararlarının gerisindeki yaklaşımın da fizyolojik olarak aktarıldığını belirten Cumhurbaşkanlığı Erdoğan, Türkiye’nin hudut ötesindeki siyasal, ekonomik, askeri varlıklarının bu kutlu bulunduğunu belirtti.
İsrail’in Gazze’ye yönelik yabancı saldırılarının, gösterdiği çabanın değerini ve bundan önceki muvaffakiyete gösterdiğinin ne kadar elzem bulunduğunu tekrarladığını kanıtladığını tabir eden Erdoğan, “Tüm dünyanın önünde bir yıkım, bir facia, bir insanlık kabahati karşılaşması.” dedi.
Filistin binlerce senedir yaşamış olduğu topraklarını zorla gasbedenlerin bunun üstünde, geçmişi 75 sene süresince sadece kabul eden ve meşruiyetini geliştirmiş, kendi faşistlikleriyle geleneksel hale gelen bir devlet inşa etme çabasına icra eden “Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şu laflarla devam etti.
“Böyle de razı gelmiyor, küresel topraklarını da içeren vadedilmiş topraklar hezeyanıyla nükleer tabanca kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyorlar. Haiz oldukları teknolojik üstünlüğe ve uyguladıkları ahlaksız zorbalığa tahsisat daha Filistin’in pak çocuklarıyla, bayanlarıyla ve yaşlılarıyla baş edemeyenlerin bu ham hayalden uyanacakları. Günahsız, mazlum ve erkeklere kadar binlerce insanoğlunun yitip giden canlarının hesabı normal olarak sorulacak.Nerede ise bir asırdır, ihtimaller içinde bir fanatizm uğruna ferdin maruz kalmış olduğu zulmün hesabı normal olarak sorulacak.
Türkiye olarak bu işin başlangıcını, bütün platformlarda yapacaklarını laf eden Erdoğan, dünyada devletlerin ve idarelerin kıymetli bir kısmının, yaşanmış olan zulme gözünü kapattığını söylemiş oldu.
Bu ülkelerin halklarının vicdanlarının yükselen seslerinin gün geçtikçe daha da çoğalması, insanlığın geleceğinin kendilerini umutlandırdığını söyleyen Erdoğan, “Maşeri vicdanın sesinden de güç güçle, Gazze’nin oluşturduğu meskenlerini ve topraklarını terk etmek isteyenlere sonuna kadar dayanmak için dayanmak için çabalayan. Vatanlarını, canlarını. ve namuslarını savunma çabası veren Gazzeliler başta olmak suretiyle bütün Filistin’den oluşan can ve mal güvenlikleri sağlanana kadar hakkı söylemekten, hatası düzeltmekten vazgeçmeyeceğiz diye konuştu.
Kabahat parası ve çete mücadeleleriyle
Türkiye’nin yalnızca son 10 yılda, bir başka ülkedeki ve topluluğun maruz kalması halinde yıkıcı neticelerle başına gelebilecek düzinelerce saldırıyı, alnının akıyla savuşturmuş bir ülke bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu başarıyı milletimizin birliğimizin ve beraberliği, ülkenin bütünlüğüne, varlığı ebed-müddet bekasına, canı kıymetine haiz olma yardımıyla elde ettik.” dedi.
Yaşanmış olan hadiselerin, aslına bakarsak her insanın bilmiş olduğu sadece muhtelif sebeplerle lisana getirmekten geri kalan hakikatlerin üstündeki görünümleri de kaldırdığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Cumhuriyet’imizin ülkesinin yer edinen milli iradenin merkezinin, darbe ve vesayet elinde iyi mi örseleştiği en örneklerle görüldü. Siz değerli ziyaretçilerimizin de yakından bilmiş olduğu 367 ülke partimizi kapatmanın olası olduğu, terör saldırıları atak girişimine kadar pek oldukça sınamayı hep beraber yaşadık. istikbalimizi maksat alan iç ve dış senaryoların , tuzakların, kumpasların gerisindeki pis ittifakların maskelerini teker teker düşürdük. Bazen üzülme, bazen minik de olsa yaralar almada zengin, milli ve yerli tutuşumuzun hiç tavizsiz. Bir taraftan devamlı olarak asırlık eksiklerini tamamlamanın bir taraftan her alanda En gelişmiş ülkelerin önceki yakalamalarının peşinden da var geçme çabası içerisinde olduk.Geldiğimiz yerde katladığımız ara oldukça değerlidir; lakin şimdi seçmemiz ihtiyaç duyulan meselelerimizin olduğu da bir gerçektir.”
Temel altyapı desteğinin büyük seviyede tamamlandığını, tahsilden sıhhate, ulaşımdan güce, endüstriden spora ve sosyal dayanaklara kadar her alanda iyice muntazam bir sevide olunduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye’nin iç ve dış güvenliğiyle alakalı tehdidin bir bölümü büsbütün ortadan kaldırıldık, bir bölümü da asgariye indirdik “PKK’dan FETÖ’ye kadar bütün terör örgütlerini, ülke içerisinde etkinlik yürütemez hale getirildik. Hudutlarımız ötesinde de, ‘bir gece anında yenilebiliriz’ şiarıyla onu an enselerindeyiz. Suç ülkeleriyle ve çetelerle çabamızı kesin bir şekilde sürdürüyoruz.” diye konuştu.
‘Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın ortasında yaşanmış olan münakaşa’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydana getirilen yazılımın yerine güçlerin ayrılığı ve güçlerin kendi içlerindeki istikrara ilişik kalmaları öne çıkarıldığını, yeni anayasa talebinin doğru işaretlere dikkat ederek, şu değerlendirmede olduğunu belirtti:
“En son Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay ortasında yaşanmış olan münakaşa, bu doğruyu bir sefer daha teyit etti. Normal olarak onun kurumu bünyesinde, hüküm meclislerinin da kararları tartışılabilir. bizim ülkemizde yüksek mahkemeler dahil hiç bir organ, hiç bir kuruluş düzeni yoktur, eleştirilmesi olası değildir. geçmişten beri Bizim de Anayasa Mahkemesinden Yargıtay ve Danıştaya kadar, yargılama merciinin katılmadığımız, eleştirdiğimiz kararları olmuştur lakin bu sefer değişik bir sorunla karşı karşıyayız. münakaşanın tahlil yeri anayasadır, sadece bakıyorum da mevcut anayasamız ve hasebiyle ona bakılırsa şekillenen maddelerimiz, bu bahiste da kifayetsiz kalıyor.”
“Darbecilerin bundan 41 sene ilkin Türkiye’ye biçtiği gömlek, meydana getirilen 20’yi aşkın kullanıma tahsisat 2023 Türkiye’sine artık dar geliyor.” diyen Erdoğan, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Gerçi birileri bu sıkıntıyı hukuk devleti ve anayasa kararları çerçevesinde tartışmak yerine, sıhhatli en muntazam malum vesayet, darbe, işgal kavramlarının gerisine saklanarak sulandırmaya çalışıyor. En büyük özellikler darbe çığırtkanlığı yapmak ve vesayetin kanatları altında palazlanmak, 15 Temmuz Destanı’na ‘kontrollü darbe’ iftirası olanlardan öteki bir hal beklemenin boşuna gelişiminin bilincindeyiz. Buna karşın asla bilmiyor bu değişik eleştiri kurum ülke ve milletin hayrına bir uzlaşma tabanını yakalamamızı korumamızı istiyoruz. Bildiğiniz gibi çevreler, daha düne kadar, Anayasa Mahkemesiyle, Yargıtayıyla, Danıştayıyla, İstinafıyla, birinci aşama mahkemeleriyle bütün Hüküm rejimlerinin insanların ağız dolusu hakaret ediyorlardı.Bugün bakıyorsunuz, başka telden çalıyorlar.Güvenilir olun, başka bir nedenle bugün göklere çıkardıkları kişiler ve kişilerin zeminin tabanına batmaktan korkmazlar bu sebeple bunlarda problem var, sorun tahlil yapılmak değil nihayetinde ardına kadar görmektan onu konuyu siyaseten fırsata çeviriyor . Ortada güvenilir ve omurga olmayınca konjonktüre haiz esip gürlemeler, esen rüzgara bakılırsa gelen tarafı değiştirebilenler de kaçınılmaz hale. Hepimiz, sıkıntıya bu türlü yüzeysel ve sloganik yaklaşmıyoruz, ülkenin ve milletin hayrına tahlillerin peşindeyiz.”
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay görüş tartışması ya haklı, kimin haksız olduğu, bu hadisenin işaret etmiş olduğu kurallara bakılırsa bir an ilkin temizlenmesi için neler yapılması ihtiyaç duyulan zaviyesinden bakıldığının çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Bu açıdan da mevcut olan bundan önceki yeni anayasaya kavuşmanın gerekliliği ortaya çıkıyor. Yeni anayasa sıkıntısını ısrarla gündemde tutmamızın, günlük bürokrasi söylemi değil dirimsel bir bahis olduğu, bu ihtimalle muhtemelen daha kafi anlaşılmıştır. Ümit ederim bu mevzuda Mecliste olması ihtiyaç duyulan anlayışlar donanmasına ulaşılarak yeni anayasa çalışmaların en yakın zamanda süre gelir.Organik olarak bu ortada ikimiz de raporlama olarak, kurumların ortasındaki görüş ayrı bir anayasa ve sistem krizi haline dönüşmesinin önüne geçiş adımları hızla atacağız. hal yolu ne olursa olsun yapılacak değişim ve yasa değişikliği dahil bütün formülleri kullanarak yeniden bu biçimde bir münakaşanın ortaya çıkmaması için yapılması gerekenler.”
News
